SAYFAMIZDAN YAPRAKLAR
 
Home Page

About Page

Photo6 Page

Photo Page

Contact Page

Catalog Page

Shopping Page Page

Photo5 Page

SAYFAMIZ VE BIZ


Biz , baba ve ogul daha dogrusu iki arkadas olarak bu sayfayi hazirlamaya koyulduk.
Amacimiz gezip gordugumuz yerlere ait fotograflari sizlerle paylaşmak.
Biz gezerken çok begendik,sayfayi hazirlarken ise çok eglendik. Umarız sizlerde begenirsiniz.

VE canım oğlum; emınım bılıyorsundur ...

Benim

EN DEĞERLİ ARMAĞANIMSIN
EN DUYGUSAL ANIMSIN
SONSUZA DEK EN YAKIN ARKADAŞIMSIN
ILHAM KAYNAGIMSIN
NADIR BULUNAN MÜCEVHERIMSIN
FIRTINADA SIGINDIĞIM LIMANSIN
GECEM, GÜNDÜZÜMSÜN
RÜYALARIMSIN
SAĞDUYUMSUN

Ölene kadar SEBEBİMSİN ...





SENI UYURKEN SETRETTIM
Sevgili kizim, seni uyurken seyretmek, nefes alisini duymak icin sessizce odana girdim. Gozlerin kapali,huzur icindesin. Sari buklelerin melek yuzunu cerceveliyor. Bir kac dakika once calisma odamda calisirken birdenbire icimin burkuldugunu farkettim. Dikkatimi isime veremedim ve bu yuzden sessizce seninle konusmak uzere odana geldim.

Bu sabah, yavas giyindigin icin sabirsizlanip, sana soylendim. Yemek fisini kaybettigin icin seni azarladim ve kahvalti ederken gomlegine sut doktugun icin sana sert sert baktim. "Yine mi?" dedim, icimi cekerek ve basimi kizginlikla iki yana salladim. Sense bana bakip, tatli tatli gulumsedim ve bana "Hoscakal, babacıgım!" dedin.

Ogleden sonra, sen odanda oynayip,yatagina dizdigin oyuncaklarina bagira cagira sarki soylerken, ben telefon konusmalarimi yapiyordum. Sana sessiz olmani isaret ettim, sonra yine bir saat kadar telefonda konustum. Daha sonra bir asker gibi sana emir verdim, "Oyalanip durma, cabuk odevini yap!" Bana "Peki, babcıgım." dedin ve hemen calismaya koyuldun. Sonra da odandan hicbir ses gelmedi.

Aksam ben masamin basinda calisirken, korkarak yanima geldin ve bana umutla, "babacıgım, bu gece kitap okuyacak miyiz?" diye sordun. Sana kesin bir dille, "Bu gece olmaz." dedim, "Odan hâlâ karmakarisik! Sana kac kez animsatacagim odani toplamani!" Basin onunde, odana gittin. Cok gecmeden geri geldin ve kapinin yanindan bana bakinca, "Simdi ne istiyorsun?" diye sordum aksi bir ses tonuyla.

Hicbir sey soylemedin. Yanima geldin, boynuma sarildin ve beni opup, "Iyi geceler, babacıgım. Seni seviyorum!" dedin. Sonra da aceleyle odana gittin.

Daha sonra, duydugum vicdan azabi nedeniyle, bos bos masama bakarak uzun bir sure oturdum. Acaba neden boyle davrandim, diye dusundum. Beni kizdiracak hicbir sey yapmamistin. Sadece buyumeye ve ogrenmeye calisan bir cocuk gibi davranmistin. Bugun yetiskinlerin sorumluluklarla dolu dunyasinda kendimi kaybettim ve sana harcayacak enerjim kalmadi. Bugun sen benim ogretmenim oldun, beni opmeyi, bana iyi geceler dilemeyi unutmadin ve ustelik ruh halimin iyi olmadigini fark edip, parmaklarinin ucunda gezindin.

Simdi seni uyurken seyrediyorum ve bugunu yeni bastan yasamak istiyorum. Yarin, ben de sana, bugun senin bana gosterdigin anlayisi gosterecegim, boylelikle belki gercek bir baba olabilirim - uyandiginda sana sicacik gulumseyip, okuldan geldiginde sana moral verecegim ve yatmadan sana kitap okuyacagim.
Sen gulunce gulup, sen aglayinca aglayacagim. Kendime daha buyumedigini, bir cocuk oldugunu ve senin baban olmaktan mutluluk duydugumu animsatacagim.
Bugun senin anlayisli davranisin bana cok dokundu ve bu yuzden gecenin bu saatinde sana tesekkur etmeye geldim, cocugum, ogretmenim ve arkadasim oldugun ve bana gosterdigin sevgi icin.

DALGA ILE KIYI


Dalga ile kiyinin askini bilir misiniz?Oncesinden baslayip, sonsuza giden dalga, hep aska kavusma ozlemiyle atilir kiyiya. Dalga seven, kiyi sevilendir. Dokunur parmaklarinin ucuyla sevdigine dalga ve doner hep geriye, bilir kavusamayacagini ama hep kosar kiyiya.Her bir dokunusunda askina verir bedenini hesapsizca.. Iste, ben de sizi boyle severim efsanem,eranilim...

Bilir misiniz dag basinda açan ucurum ciceklerini? Bilirler görünmeyeceklerini... Sevilmeyeceklerini... Koklanmayacaklarini... Oksanmayacaklarini... Ama inatla açarlar askla, sevgiyle, ozlemle. Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasini. Iste, ben de sizi böyle beklerim, efsanem,eranilim...

Ipek bocegini bilir misiniz? Onun kozasinin içinde ordugu o iplige olan askini. Bilir o, ordugu ipligin kendisinin olumu olacagini Ama askina feda eder kendini. Oyle verir kendini yarenine korkusuzca. Iste, ben de kendimi size böyle veririm efsanem,eranilim....

Agaç ile meyvesinin askini bilirmisiniz? Meyvesini vermelidir agaç yeniden dogmak için. Oyle zorludur ki ayrilmalari, verir meyvesini agac. Meyve tohum olur, tohum kok olur ve yeniden dogar agaç kendi meyvesinden. Iste ben de boyle ; Yok olmayi goze aldim, tekrar sizde dogmak icin.
Sizin mutlulugunuz icin...




DINLE OGLUM


Dinle oglum, bunlari sana sen uyurken soyluyorum.
Kucucuk elini yanaginin altina sokmussun, nemli alnindaki sari lulelerin yapis yapis islak.
Odana bir hirsiz gibi suzulerek girdim.

Birkac dakika once kutuphanede oturmus gazetemi okurken vicdan azabim nefes kesen bi dalga gibi ustume geldi. Bir suclu gibi yataginin basucuna geldim.

Neler mi dusundum oglum? Sabah sabah kizmistim.

Okula gitmek uzere giyinirken seni azarladim, cunku yuzunu islak havluyla oylesine silivermistin. Ayakkabilarinin kirli oldugunu gorunce sana onlari temizlettim.Bazi esyalarini yere attiginda sana ofkeyle bagirdim.

Kahvalti ederken bir suru kusurunu buldum.Yiyecekleri etrafina saciyordun, lokmalarini cignemeden yutuyordun, ekmegine cok fazla tereyagi surmustun.

Sen oyun oynamaya gidiyordun, bense trenime yetismek zorundaydim.Bana baktin elini salladin ve “Gule gule babacigim” dedin.

Ben ise kaslarimi cattim ve “Dik dur!” dedim sana.
Aksam uzeri de durum farksizdi. Eve gelirken seni yere comelmis arkadaslarinla bilye oynarken buldum.

Coraplarin yirtilmisti. Arkadaslarinin onunde seni kucuk dusurdum ve kolundan tutup eve goturdum.

Bu coraplar cok pahaliydi ve giymek istiyorsan dikkatli olmaliydin. Dusun oglum bunlari sana baban soyluyordu!

Hatirliyor musun? Sonra calisma odama girdin.Gozlerinde incinmis bir ifade vardi.
Kagitlarimin uzerinden sana baktigimda bir an icin cikmaya yeltendin.

“Ne istiyorsun?” diye bagirdim sana.

Hic bir sey soylemeden kosup boynuma sarildin ve beni optun. Hem de buyuk bir sevgiyle. Sonra kosarak disari ciktin.Kagidim elimden dustu. Bana neler oluyordu? Surekli senin hatalarini buluyordum.

Seni boyle odullendiriyordum.

Seni sevmedigim icin degil bu; senden cok sey bekledigim icin. Seni kendi cagimin deger yargilarina gore degerlendiriyorum cunku.

Oysa ki senin pek cok guzel ozelligin var. Kalbin oylesine yuce ki!

Bu gece gelip beni opusun de bunu kanitliyor.

Bu gece baska hicbir seyin onemi yok oglum.

Karanlikta, yataginin yaninda diz coktum ve cok utaniyorum.Bunlari sana uyanikken anlatsam da anlamazsin biliyorum.

Ama yarin gercek bir baba olacagim. Seninle oynayacagim.Sen aci cektiginde aci cekecek, sen guldugunde gulecegim.Dilimin ucuna kotu seyler geldiginde dilimi isiracagim. Kendi kendime surekli, “O bir cocuk!” diyecegim.

Ben seni buyuk bir adam gibi gordum. Oysa ki sen daha kucuk bir cocuksun. Daha dun annenin kollari arasindaydin, basini onun omzuna dayamistin. Ah, senden cok sey bekledim oglum, cok sey bekledim.

Insanlari elestirmek yerine onlari anlamaya calisalim.

Ne yapmak istediklerini anlayalim. Sempati, hosgoru ve nezaket elestiriden cok daha yararlidir.

“Bilmek affetmektir.” Dr. Johnson’in da soyledigi gibi,

“Tanri bile insani son gunune kadar yargilamaz.” O halde neden biz yargilayalim?

Elestirmeyin, kinamayin ve sikayet etmeyin!






GUL
Bir gulu dusunun.Gul ayni sevgi gibidir, sevilen insan gibidir.Guzelligiyle kokusuyla kendine ceker ama tutmaya calistigin zaman dikenlerini eline batiriverir.
Ama unutmayınki gulun guzelligini,canliligini,kokusunu koruyan dikenleridir.
O dikenler sizsiniz, sizin benliginiz,dusunceleriniz, cevrenizde cizdiginiz sinirlarinizdir.
Eger siz nadide bir gulseniz, kokunuz varsa, renginiz varsa,guzelliginiz varsa dikenlerinizle bu guzelliginizi koruyun. Her el, her göz ve her hoyrat bakis sizi soldurmasin.
Ve eger Siz bir gulseniz ki;en nadide gülsünüz,

"Dikenlerinize sahip cikın ve benliginizi koruyun"

Questions? Send an e-mail

BUGUNU YASA
''Gercek altinda ayaginin buz kestigi bir yorgana benzer!

Bu yorgani ne kadar cekistirsek, ne kadar duzeltsek,yine de bizi tamamen ortmez.
Onu tekmelesen de, yerden yere vursan da hicbir zaman yeteri kadar...
Aglayarak dunyaya geldigimiz andan, olum bizi bu dunyadan cekip alana kadar,ne kadar aglayip sizlasak da ayaklarimiz hep acikta kalir."

"Bir insan ne basarabilecegini gormek icin tamamen yalniz olmalidir."
"Eger birseyden eminseniz buna birde baska bir acidan bakmaya zorlayin kendinizi.

Aptalca veya yalnis oldugunu dusunseniz bile yapin bunu.Kendi benliginizin sesini bulmaya calismalisiniz.

Ve buna baslamak icin ne kadar cok beklerseniz onu bulmak o kadar guclesir."

GARCIA'YA MEKTUP
Ispanya ile Amerika arasinda savas basladigi zaman, Kuba'da isyan bayragini kaldiran asilerin basi ile derhal haberlesmege girismek gerekiyordu. Garcia adini tasiyan bu adam, Kuba'nin daglarindan birine siginmisti. Fakat yerinin nerede oldugunu bir bilen yoktu. Posta ve telgraf yolu ile haberlesmek olanaksizdi. Fakat, Amerika Cumhurbaskaninin bu adamla haberleserek yardimindan faydalanmasi ve bu isi ivedilikle yapmasi gerekti.

Bu isi basarmanin caresi neydi?

Birisi Cumhurbaskanina su fikri verdi:

-Rowan adinda bir adam var, Garcia'yi ancak o bulabilir.

Rowan derhal cagirilmis ve kendisine Garcia'ya yazilmis bir mektup verilmisti.

Rowan'in mektubu alarak, deriden bir keseye koymasi, keseyi kalbinin uzerine yerlestirip dort gun sonra, geceleyin Kuba kiyilarina yanasmasi, ormanlara dalarak ve uc haftalik bir geziyi yaya yaparak Garcia'ya mektubu vermesi benim burada uzun uzadiya anlatmayacagim seylerdir. Anlatmak istedigim nokta sudur:

Cumhurbaskani Mc.Kinley Rowan'a Garcia adina yazilan mektubu vermis, Rowan mektubun nereye gidecegini sormadan almis ve goturmustu. Bu adamin tunctan heykeli yaptirilarak her okula konmali. Cunku genclere gerekn yalniz bilgi degildir, sunu bunu ogrenmek degildir. Irade sahibi olmak ve bu sayede emanete sadik olmak, derhal harekete gecmek, enerjilerini basari ustunde toplamak ve yapilacak isi yapmak, yani verilen mektubu Garcia'ya goturmektedir.

General Garcia olmustur. Fakat daha baska Garcia'lar var. Bir cok calisan ellere gereksinimi olan bir isi yapmak isteyen insan yok ki, kendisine yardim edenlerin yozlasmasindan, beceriksizliginden ve bir is uzerinde butun gucunu toplamak kayitsizligindan aci aci yakinmasin.

Yarim yamalak yardim, sersemce dikkatsizlik, uzucu kayitsizlik, isteksiz calisma, her yerde hukum suren kurallardir. Kendisine yardim icin baskalarini oksamayan, yahut korkutmayan yada rusvet vermiyen kimse, bir is basaramiyor. Bunlar, yapmadan basariya ulasmak ya da rusvet vermiyen kimse, bir is basaramiyor. Bunlari yapmadan basariya ulasmak ya bir mucizeye, ya da Allahin bir yardimci melek gondermesine baglidir.

Aradan yuzyila yakin zaman gecmesine ragmen hala butun dunya Garcia'ya mektup goturecek adami ariyor.


www.aslanol@yahoo.com


Birazcik daha okyanusa yaklasamaz miyiz?